Her ne kadar çağ değişse de, teknoloji hayatımızı doldursa da insanoğlunun genlerinde hayatta kalmak ve avlanmak hep yeri olan bir dürtüdür. Zaman değişse de, kültürler değişse de zaman içinde en medeni toplumlarda en üst seviyedeki elit insanlara kadar avcılık hep önemli yeri olan bir olay olmaya devam etmiştir. İnsanoğlu avcıdır ve avcılığı genlerinden atamaz.
Bizlere kalan ise genlerimizde dolaşan bu dürtüyü bize yakışan en iyi ve insancıl şekilde yerine getirmektir. Av esnasında beynimizi bir satranç oyunundaki gibi kullanmak ve hamlelerimizi iyi seçmeliyiz. Salgıladığımız adrenalini sonuna kadar kullanmayı bilmeliyiz.
Öncelikle doğaya ve avımıza saygıyla işe başlamalıyız. Tüm av çeşitlerinde olduğu gibi zıpkınla balık avında da bir çok hile ve yöntemler vardır. Bunların başında gece elimizde ışık kaynakları ile balığın bizi görüp kaçma meğili olmadan hareketsiz kıldığımız balığı avlamaktır. Bu av değil kendimizi tatmindir sadece ve avcılıkla uzak, yakın bağlantısı bulunmamaktadır. Hava kaynaklarıyla bize ait olmayan bir ortama adapte olarak balığın dünyasına girmek ve aynı haklara sahip olarak av yapmakta aynı derece etik olmayan bir davranıştır. Bir avcı düşününki vurmak istediği geyik kadar hızlı koşabiliyor. O zaman ne gerek kaldı düşünmeye, kendini geliştirmeye, spor yapmaya, avın hareketlerini değerlendirmeye, strateji geliştirmeye, teknikler bulmaya ?
Çevirdiğiniz bir ağ yardımı ile kaçış yollarını tıkadığınız bir balık sürüsü, göz taşı veya klorak sıkarak kaya altında saklandığı yeri cehenneme çevirdiğiniz bir ahtapot, gözüne ışık tutarak etrafını görmesini engellediğiniz bir balık, yapay havayla derinlere inerek daha önce insan görmemiş bu yüzden kaçma niyeti olmayan bir balık sizce av mı dır? Bu avı avlayan sizce avcımıdır? Av bir kurban, avcıda bir katildir.
Avcı olmak bunları yapmamak demek değildir. Bu yanlışların yanında birde avcının meziyetleri olmalıdır. Öncelikle avına olan saygısı, vurduğu her balığı en kısa sürede söndürerek, onu saklaması gereken yeri daha önceden düşünerek, bir eşyaymış gibi ordan oraya fırlatmayarak, güneş altında kalmasını engelliyerek, yemeyeceği veya ziyan olacağını bildiği canlıyı öldürmeyerek, havyarı olan türünü devam ettirecek anaç veya onu dölleyecek erkeklere dokunmamak, gelişimini tamamlamamış üreme fırsatı bulamamış canlıları mümkün mertebe aradan seçmek, türü yok olma tehlikesine girmiş ve sayısı çok azalmış türleri avlamamak, kullandığı eşya veya taşıtların denizlerimizi ve doğamızı kirletmesini engellemek, doğal olmayan hiçbir maddeyi doğaya bırakmamak, etrafına ve diğer insanlara tehlike yaratacak durumlardan kaçınmak, bizi biz yapan bizi avcı yapan ve en önemlisi bizi insan yapan meziyetlerdir. Lütfen avcı olalım ve denizlerimize, doğamıza, insanlığımıza sahip çıkalım.
Bizlere kalan ise genlerimizde dolaşan bu dürtüyü bize yakışan en iyi ve insancıl şekilde yerine getirmektir. Av esnasında beynimizi bir satranç oyunundaki gibi kullanmak ve hamlelerimizi iyi seçmeliyiz. Salgıladığımız adrenalini sonuna kadar kullanmayı bilmeliyiz.
Öncelikle doğaya ve avımıza saygıyla işe başlamalıyız. Tüm av çeşitlerinde olduğu gibi zıpkınla balık avında da bir çok hile ve yöntemler vardır. Bunların başında gece elimizde ışık kaynakları ile balığın bizi görüp kaçma meğili olmadan hareketsiz kıldığımız balığı avlamaktır. Bu av değil kendimizi tatmindir sadece ve avcılıkla uzak, yakın bağlantısı bulunmamaktadır. Hava kaynaklarıyla bize ait olmayan bir ortama adapte olarak balığın dünyasına girmek ve aynı haklara sahip olarak av yapmakta aynı derece etik olmayan bir davranıştır. Bir avcı düşününki vurmak istediği geyik kadar hızlı koşabiliyor. O zaman ne gerek kaldı düşünmeye, kendini geliştirmeye, spor yapmaya, avın hareketlerini değerlendirmeye, strateji geliştirmeye, teknikler bulmaya ?
Çevirdiğiniz bir ağ yardımı ile kaçış yollarını tıkadığınız bir balık sürüsü, göz taşı veya klorak sıkarak kaya altında saklandığı yeri cehenneme çevirdiğiniz bir ahtapot, gözüne ışık tutarak etrafını görmesini engellediğiniz bir balık, yapay havayla derinlere inerek daha önce insan görmemiş bu yüzden kaçma niyeti olmayan bir balık sizce av mı dır? Bu avı avlayan sizce avcımıdır? Av bir kurban, avcıda bir katildir.
Avcı olmak bunları yapmamak demek değildir. Bu yanlışların yanında birde avcının meziyetleri olmalıdır. Öncelikle avına olan saygısı, vurduğu her balığı en kısa sürede söndürerek, onu saklaması gereken yeri daha önceden düşünerek, bir eşyaymış gibi ordan oraya fırlatmayarak, güneş altında kalmasını engelliyerek, yemeyeceği veya ziyan olacağını bildiği canlıyı öldürmeyerek, havyarı olan türünü devam ettirecek anaç veya onu dölleyecek erkeklere dokunmamak, gelişimini tamamlamamış üreme fırsatı bulamamış canlıları mümkün mertebe aradan seçmek, türü yok olma tehlikesine girmiş ve sayısı çok azalmış türleri avlamamak, kullandığı eşya veya taşıtların denizlerimizi ve doğamızı kirletmesini engellemek, doğal olmayan hiçbir maddeyi doğaya bırakmamak, etrafına ve diğer insanlara tehlike yaratacak durumlardan kaçınmak, bizi biz yapan bizi avcı yapan ve en önemlisi bizi insan yapan meziyetlerdir. Lütfen avcı olalım ve denizlerimize, doğamıza, insanlığımıza sahip çıkalım.