Ciğerlerimizi nasıl dolduralım

VolkanUZ

Denizci
Denizci
Apnea ve sualtı avcılığı için, ciğerlerin doğru ve tam doldurulmaları çok önem taşır. Bu işlem, tamamen teknik bir konudur ve sağlıklı bir bünyenin kolaylıkla başarabileceği bir işlemdir.

Konsantrasyon, zihin gücü ve düşünce becerisi, nefesli dalışın psikolojik kısmını yani yarısını oluşturur. Bu becerileri geliştirmek için, konu hakkında bilgi toplamak, okumak ve bol bol antrenman gerekiyor. İşin diğer yarısı, doğru nefes alıp verme, ciğerlerin tam ve doğru doldurulmaları, diyafram kullanımı, nefes tutma şekil ve teknikleri gibi parametrelerden oluşur.

Sıkça bahsedilen ciğer kapasitesi deyimi, ciğerlerimizin tam dolu olduğu zaman, içindeki havanın hacmini ifade eder. Standartlar dahilinde ortalama değer 6 litredir. Ciğer hacmi 9-10 litreyi bulan insanlar olduğu gibi, 4 litre ile sınırlı olanlar da mevcut.

Ciğer kapasitesinin yüksek olması, avantajdır, ancak herşey demek değildir. Önemli olan, ciğerlerimize doldurduğumuz havayı, mümkün olduğu kadar ekonomik ve dikkatle kullanmaktır. En çok oksijeni kaslarımız tüketir. Bunun anlamı, sualtında iken mümküm olduğu kadar, suya uyum sağlamak, ağır hareket etmek, gereksiz devinimlerden kaçınmaktır. Bu disiplinin, avcılık için de çok önem taşıdığını unutmayalım.


Doğru nefes alıp vermek ve hipervantilasyon
Vantilasyon ritmi, organizmanın, ihtiyaç duyduğu oksijen miktarına göre belirlenir. Kandaki karbondioksit miktarının yükselmesi ve oksijen miktarının düşmesi, nefes alma ihtiyacı oluşturur. Nefesimizi tuttuğumuz andan itibaren, organizmanın oksijen ihtiyacı, ciğerlerimizde, depoladığımız havadan kullanılacaktır.

Ne kadar az oksijen tüketirsek, nefes tutma süresi uzar, ancak tehlike sınırı olduğunu da hatırlatalım.

Oksijeni, kandaki kırmızı hücreler taşır. Bu hücreler, her zaman satüredir, yani, hava ile temas ettikleri anda, yüklenebilecekleri tüm oksijeni alırlar. Bu özellik, çok önemli bir konunun anlaşılmasına yardımcı olacaktır ; Hipervantilasyon

Derin ve arka arkaya yapılan nefes alıp verme işlemine hipervantilasyon diyoruz. Nefesli dalış ve sualtı avcılığının, bugünkü seviyelerine henüz ulaşmadığı 60 lı yıllarda, hipervantilasyonun, apnea süresini uzattığı ve yapılmasında fayda olduğu düşünülüyordu. Ancak, bu tekniğin son derece riskli ve hatta senkop sonucu ölüme neden olabileceği artık biliniyor. Kırmızı hücrelerin, her zaman oksijenle tam olarak yüklendiğini biliyoruz, o halde, nefes alıp verme sıklığı ve derinliği ne olursa olsun, bu hücreler, alabileceğinden daha fazla oksijen yüklenemez, yani kandaki oksijen miktarı artmaz ancak başka bir olay meydana gelir.

Karbondioksit seviyesi, kritik uyarı noktasının altında kalır. Nefes alma ihtiyacını belirleyen bu seviye, alt sınırda olduğu için nefes almaya ihtiyaç duymayız, halbuki oksijen tükenmeye devam etmektedir.

Sualtında iken, kendimiz çok konforlu hissederiz ve organizmamızın oksijene ihtiyacı olduğu halde, uyarı sistemini kandırdığımız için, hava alma ihtiyacı oluşmaz. Çıkışa geçtiğimiz zaman geç kalınmış ise, bilinç kaybı ve bayılma, birden gelir ve eğer yalnız isek, boğulma ve ölümle sonuçlar. Apneistlerin ve sualtı avcılarının en büyük düşmanı olan Senkop meydana gelir. Bu nedenle, özellikle yeni başlayanlar için çok önemli bir temel uyarı yapmak gerekiyor ; Kesinlikle Hipervantilasyon Yapmayınız

Nefes alıp verme ritmi, sakin ve uzun periyodlu olmalıdır. Av sırasında, nefes nefese kaldı iseniz, muhakkak ara verin, tekneye veya kıyıya çıkın, birkaç balık ayıklayın, yer değiştirin veya partnerinizle sohbet edin ve en az 10 dakika soluklanın.

Avlanma ritmi çok önemlidir. Örnek vermek gerekirse, 10 metrelerde avlanıyorsanız, iniş çıkış dahil 1 - 1,15 dakika, iyi bir performanstır. Bu süreyi aşmamak kaydı ile, her dalış arasına, ortalama 3 dakika soluklanma koyarsanız, uzun süre av yapabilirsiniz


Ciğerlerin tam doldurulması
Ciğerlerimiz, kaburgalarımız ve alt kısımda bulunan diyafram kası ile çevrelenir. Öncelikle diyaframın, aşağı hareketi, sonra, kaburga ve köprücük kemiklerinin ileri ve yukarı hareketleri ile ciğerler şişer, aynı hareketlerin tersi ile söner. Oturduğumuz yerde veya dinlenirken, dolum işlemi oldukça sınırlıdır.

Gerektiği kadar hava alır ve veririz. Oysa, nefesli dalış için, dolum işleminin, ciğerlerin en uç noktalarına kadar yapılması gerekiyor. Bu işlem birkaç safhadan oluşur.

Satıhta gerektiği gibi soluklanıp gevşediniz. Kalp ve nefes alıp verme ritminiz normal sınırlarda.


Ciğerlerinizi zorlamadan nefesinizi verdikten sonra, önce diyaframınızı çalıştırarak, ciğerlerin alt ve uç kısımlarını tam olarak doldurun. Bunu yapabilmek için, göğsünüzü kullanmadan, karnınızı, bir hamile gibi şişirin. Bu işlem sonucu, diyaframınız, alabileceği en aşağı pozisyonu alacaktır. Hemen arkasından, karnınızın pozisyonunu bozmadan, göğsünüzü şişirin ve dolum işlemini, omuzlarınızı biraz geri alarak tamamlayın. Bu çalışmayı, karada, yere bağdaş kurarak ve belinizde sizi sıkan bir şey olmadan çalışabilirsiniz.

Boşaltma işlemi de aynı şekilde tersine sıra ile yapılır. Ciğerlerinizi tamamen boşaltmak için efor sarfetmeyin.
Karnınızı şişirebilmeniz için, kullandığınız ağırlık kemerinin esnek malzemeden olması gerekiyor.


Nefesin tutulması
Ciğerlerinizi tam olarak doldurdunuz. Sıra deponun ağzını kapatmaya geldi. Ciğerlerin kapatılma yöntemi oldukça önemlidir. Özellikle yeni başlayanlar, bu konuda sıkça hata yaparlar.

Nefesinizi, diyaframdan tutabilirsiniz. Bu durumda, diyafram kasılır ve o pozisyonda kalır. Ciğerleri sürekli aşağı çekili tuttuğu için de siz nefesinizi tutmuş olursunuz. Ciğerlerinizi doldurduktan sonra, ağzınızı kapatmadan bu şekilde nefesinizi tutabilirsiniz.

Diyafram oldukça büyük bir kastır ve çalıştığı zaman çok oksijen tüketir. Nefes tutmak için, diyaframınızı kasıyorsanız hem belirli oranda stres yaşarsınız hem de, apnea süreniz kısalır.

Ciğerlerinizi bir balon gibi düşünün. Havanın tek çıkış yolu olan gırtlağınızı kapatırsanız, bu balonun ağzını bağlamış olursunuz. Yutkunma işlemi sırasında, nefes borunuz nasıl kapanıyorsa, aynı işlemi bilinçli olarak yapmayı deneyin. Tarifinden daha kolay olduğunu göreceksiniz. Nefesinizi, gırtlağınız ile tuttuktan sonra, diyafram ve göğüs kafesiniz rahat pozisyonda serbest bırakın, ciğerlerinizdeki hava, her noktaya aynı basıncı uygulayacağı için, nefes tutmanın meydana getirdiği stresi en aza indirger.


Birkaç püf noktası

Ciğerlerini, hiçbirzaman patlayacakmış kadar doldurmayın

Kesinlikle hipervantilasyon yapmayın

Oksijen ihtiyacınız sizi zorlamadan önce, henüz rahat iken, işinizi bitirip çıkmaya bakın

Nefesli dalış, belirli disiplinler haricinde, ve özellikle sualtı avcılığı için kullanıldığında, bir yarışma olmamalıdır. Bu sporu, kendi zevkiniz ve huzurunuz için severek yapın.

Her zaman doğru malzeme kullanın.

Saygılarımla
 
Geri
Üst