Söylenecek çok fazla bir şey yok rakamlar herşeyi açıklıyor.Gelişmiş Ülkelerin ürettiklerini ithal et, kendin üretme, üretmeye kalkarsan çeşitli teşvikler ile yolun kesilsin örnek bir zamanlar güzelim Ülkem de Eskişehir de 1949 yılında Uçak fabrikası varken ve burada yapılan uçaklar o dönem de Avrupanın önemli ülkelerinden Hollanda ve Danimarkaya satılırken siz bunu yapmayın biz sizin yerinize yaparız deyip fabrika kapatılmış. Enerji kaynaklarını kullanmaktan acizsin ithal enerji ile değirmeni döndürmeye çalışırlar. Derler de inanmazdım taşıma suyu ile değirmen dönermi? İnanın şu ana kadar dönüyor suyu da bizlere taşıttırıyorlar nasıl mı? :Hbizlerin sırtına yüklettikleri inanılmaz vergiler ile bu üç bilinmeyenli denklemi çözüveriyorlar bakalım bu uysal halkımız bu yükü nereye kadar taşıyabilecek. Yakın zamandan size bir örnek Endonezya da benzinin litresine hatırı sayılır bir zam geldi ve 1,16.-TL oldu(kusura bakmayın nereden geldiği belli olmayan sembolü kullanmadım.) halk ortalığı birbirine kattı. Bizde o dönemde benzinin litresi 5.-TL'i bulmuştu.
Şimdi sorarım size şimdi bu Ülkeyi bizler mi yönetiyoruz? Eğer gerçekten bizler yönetmiş olsaydık bu gün Otomotiv sektöründe bir kaç marka sahibi olurduk kendi Uçağımızı yapar uçan tabutları sağda solda uçurup keklik gibi avlanmalarına engel olurduk. Evet uzatmayım madem biz yönetmiyoruz yönetemiyoruz o zaman Denizcilik, Havacılık ve Demiryollarına yukarıdaki rakamları referans vererek söylüyorum gerektiği ölçüde değer verilmiş daha fazla neyi bekliyorsunuz ki:S
