Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Hiçbir spor ya da etkinlik, denizcilik ve özellikle yelkencilik kadar meteorolojik koşulların etkisi altında değildir. Bu etki, iki yönlü olarak düşünülebilir. Birincisi, bir yelkenlinin hareket etmesi için rüzgara ihtiyacı vardır. Eğer rüzgar olmasaydı, yelken ve yelkencilik de olmazdı. İkincisi, rüzgar esmeye başlayınca her zaman bizim istediğimiz sınırlarda kalmayabilir. Hepimiz kendi deneyeimlerimizden, çevremizden ya da filmlerden sakin bir denizin kısa bir zaman içinde nasıl korkunç bir hal alabileceğini görmüşüz ya da duymuşuzdur. Bunları gözönünde bulunduran yelkenci, yaptığı seyrin türüne göre hava koşullarının nasıl değişeceğini az çok tahmin edebilmeli, ilgili yerlerden yayınlanan günlük hava tahmin raporlarını izlemeli ve yorumlamalıdır.
Meteoroloji deyince aklımıza bulutlar, rüzgarlar, yağmur, kar,sis gibi yağışlarla birlikte gök gürültüsü, yıldırım ve şimşek gelir. Bulutlar, bilindiği gibi su buharından oluşurlar ve yeryüzünden 2-10 kilometre yüksekte bulunurlar. Biçim ve yüksekliklerine göre sirrüs, stratüs, kümülüs, nimbüs gibi adlar alırlar. Bazıları iyi havayı işaret ederken bazıları da yağmur ve fırtına getirirler. Elektrik yüklü, hareketli ve yeryüzüne yakın bulutların olduğu yerde şimşek ve yıldırım beklenebilir.
Hava sıcaklığı da önemli bir parametredir. Havanın birdenbire mevsim normalleri dışında ısınması ya da soğuması, sert rüzgarlar ve yağışla sonuçlanabilir. İşte bu nedenlerle hava basıncındaki, sıcaklıktaki, rüzgar yönü ve şiddetindeki değişiklikleri bilmek isteriz. Bu amaçla teknemizde basit meteoroloji araçları bulundururuz.
Deniz meteorolojisi; Deniz çevresindeki atmosfer ve deniz sınırları içersinde meydana gelen doğal olaylar ile derin denizler, sahil kesimi, sahilden uzak sınırlar içinde kalan sulardaki insan faaliyetlerinin gereksinimi olan bilimsel ve işletme amaçlı meteorolojik bilgi talepleriyle ilgilenir. Deniz meteorolojisi
Derin denizlerdeki uluslararası taşımacılığa ,balıkçılık ve diğer deniz faaliyetlerine
Kıyısal bölgelerde yer alan ve kıyıda kendi kendine oluşan çeşitli faaliyetlere hizmet sağlar.
Bu hizmetlerin yerine getirilmesinde, raporların, tahminlerin, uyarıların hazırlanmasında değişik okyanus durumları ile deniz havası ve deniz ikliminin ana özellikleri hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Bunlara ilaveten dalgalar, fırtına dalgaları ile ilgili tahminlerin yapılması için meteorolojik verilerin toplanmasına ihtiyaç duyulur. Gözlemlerin alınması, dağıtımı ve arşivlenmesi deniz meteoroloji programının uygulamasını sağlayacak temel unsur olarak kabul edilir. Ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrilmiş olması denizciliğin önemini en açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Ülke güvenliğini sağlayan Deniz Kuvvetlerinin meteorolojik desteği yanında , her gün büyüyen ve modern sistemlerle donatılan deniz ticaret filosu ile balıkçılık , deniz ve yat turizmi , deniz kirliliği , kıyıda ve kıyıdan uzakta yapılan su altı maden ve petrol araştırmaları deniz meteorolojisi tahmin ve verilerine ihtiyaç duyar. Bu nedenle deniz meteorolojisine gerek uygulamada gerekse bilimsel açıdan bakıldığında ilginç sonuçlar verebilecek bir potansiyele sahip olduğu görülmektedir . Deniz Meteorolojisi Tarihçesi
Denizciliğin tarihi uzun yıllara dayanır. Denizle uğraşanların büyük bir çoğunluğu havanın nasıl olacağını merak ederek, çok eski çağlardan beri kendilerine göre bazı tahminlerde bulunarak , tecrübe sahibi olmuşlardır. Bazı gemiciler denizde gemileri ile seyrederken önemli ve devamlılık gösteren rüzgarları keşfetmişlerdir. Okyanus üzerinde esen rüzgarlara ait kartlar ilk olarak İngiliz Halley tarafından 1686 da çizilip yayınlanmıştır. 1805 yılında İngiliz Deniz Ofisinde görevli bulunan F. Beaufort kendi adıyla anılan Bofor ıskalasını ortaya çıkarmıştır. Ayrıca gemi kaptanları ,güvenli deniz ulaşımı için denizlere ait hava durumlarını rota defterlerine kaydetmişlerdir. Bunlar ihtiyaçtan doğan çalışmalardır. Ancak ilk deniz bilimi çalışmaları 19.yüzyılın sonlarına doğru başlamıştır. İlk ulusal meteoroloji ofislerinin kurulduğu 19.yüzyıl ortalarında okyanus taşımacılığı,rüzgar rejimleri akıntı sistemleri ve fırtınaların oluşumları hakkında sistematik bilgiye ihtiyaç olduğu anlaşılmıştır. Bu ihtiyacı karşılamak ve gemi güvertelerinde gönüllü gemilerce yapılan gözlemlerin belirli bir esasa dayandırılmasına yönelik uluslararası ilk deniz meteorolojisi toplantısı 1853'te Bürüksel'de yapılmıştır. Bu toplantıda gönüllü ticaret gemileri tarafından yapılan gözlemlerin klimatolojik bilgi olarak değerlendirilip,gemiciliğin kullanımına sunulması kararlaştırılmıştır .Örgütlü deniz bilimi çalışmalarının başladığı 19. yüzyıl ortalarından bu yana dünya okyanuslarının fiziksel ,kimyasal ve biyolojik özelliklerine ait sistematik gözlemler yoğun bir biçimde ve sürekli olarak yapılmaktadır. Telsiz haberleşmesinin gelişmesi ve gemiyle sahil arasında düzenli bir haberleşme ağının kurulması ile birlikte, denizde can güvenliği konulu ilk uluslar arası toplantıda, tüm deniz taşımacılığı hatları ve balıkçılık sahaları için hava raporlarının telsizle yayınlanması kabul edilip, hükümetlerin okyanus üzerinde bu tür yayınların sorumluluğunu üstlenmesi konusunda fikir birliğine varılmıştır. Uzun bir süre gemiciliğe yönelik hava tahminleri, kıyısal fırtına uyarıları deniz meteorolojisi konusunda yapılan sınırlı çalışmalardı. Zamanla bilimsel ve işletme amaçlı meteorolojik bilgilere talebin artmasıyla,okyanuslardan daha çok veri elde etme gereği duyulmuştur. 1936 yılında denizle ilgili klimatolojik verilerin değişimi ve yıllık klimatolojik özetlerin düzenli olarak basımını sağlayacak uluslararası bir sistem kurulmuştur. Denizden elde edilen verilerin yeterliliği, temsil edebilirliği ve üniformluğu ile ileri tahmin ve deney tekniklerinin geliştirilmesi ancak uluslar arası işbirliği ile sağlanacağından, Bu anlamda bazı uluslararası kuruluşlar oluşturularak bu sahalarda önemli gelişmeler sağlanmıştır. Deniz Meteorolojisi İle İlgili Faaliyetler
Deniz meteorolojisi faaliyetlerini denizi kullananlara göre şu şekilde sınıflandırabiliriz. GEMİCİLİK
Çevre şartları belirli kritik değerlere ulaştığında gemicilik alanında tehlikelere sebep teşkil eder. Bu bakımdan geminin denizde seyri sırasında ve limanda yükleme boşaltma durumları da dahil olmak üzere bazı meteorolojik parametrelerin bilinmesine gerek vardır. Bunlar; rüzgar, dalga, kısıtlı rüyet, deniz buzları, sıcaklık, nem, akıntılar, vb.dir. Bunlardan başka derin denizlerde seyreden gemiler için hava bülteni ve fırtına uyarılarına ek olarak gemilerin hareketinden önce yol boyunca yardımcı bazı özel hizmetlere ihtiyaç duyulur. Örneğin gemi yükünün korunması için ön tedbirlerin alınması gerekir. Yük, sallantıdan veya sıcaklığın donma noktasının altına düşmesinden etkilenebilir. Yüksek nem ambarlardaki higroskopik maddelere zarar verebilir. Güverte yükü, rüzgar dalga ve serpintiden hasara uğrayabilir. Tüm bunlara ilave olarak dalgalar, rüzgar ve yağış yükleme, boşaltma işini etkileyip yükün transferini geciktirebilir. Ayrıca; kanallar ve limanlarda seyreden gemiler rüzgar basıncının neden olduğu su seviyesi anomalileri tarafından etkilenebilir. BALIKÇILIK
Küçük ticaret gemileri gibi balıkçı gemileri de seyir anında çevre şartlarından etkilendiği için ihtiyaç her ikisi içinde aynıdır. Fakat balık tutma anında balıkçı gemileri fırtına gibi tehlikelere karşı daha hassas olurlar. Meteorolojik faktörler balıkçılık faaliyetlerini sadece güvenlik yönünden değil, aynı zamanda ekonomik yönden de etkiler. Bazı bölgeler zengin balık yatakları olmasına rağmen kötü hava şartları yüzünden bu sahalar gereği gibi değerlendirilemez. Diğer yönden balık yönünden daha fakir olan bölgelerde uygun meteorolojik şartlar nedeniyle daha ekonomik balıkçılık yapılabilir. Deniz yüzeyi sıcaklığı ve yatay ısı değişimleri bazı balık sürülerinin davranışları ve dağılımı için faydalı bir belirleyicidir. Bunlardan başka bazı balık sürülerinin su içinde düşey dağılımı ışık yoluyla yakından ilgili olduğundan, bu konuyla ilgili bilgilere ihtiyaç duyulur. KIYI VE AÇIK DENİZ FAALİYETLERİ
Bu faaliyetler genellikle özel bir coğrafi noktaya ve operasyonun cinsine göre çok detaylı bilgi gerektirir .Petrol arama ve sondaj çalışmaları gibi deniz faaliyetleri için oldukça hassas bilgilerin elde bulundurulması zorunludur. Örneğin; petrol arama cihazlarının taşınması ve yerleştirilmesi sırasında kolayca hasar göreceklerinden, en azından iki saatlik kritik dalga yüksekliği (2-3 m.) ikazı gerektirir TURİSTİK EĞLENCE GEMİLERİ VE YATLAR
Deniz meteorolojisi faaliyetleri programına giren bu bölümde bu tip gemilerin yolcuları denizdeki tehlikelere alışık olmayan kişilerdir. Bu nedenle yolculuğun rahat geçmesi için hava ve deniz durumunun önceden bilinmesinde yarar vardır. Özellikle Yatlar yerel fırtınalar ile gök gürültülü sağanak yağış , hamleli rüzgar, fırtınamsı rüzgar gibi meteorolojik hadiselerden kolay etkilenirler. DENİZ KİRLİLİĞİNİN ÖNLENMESİ
Son yıllarda petrol ve diğer kirleticilerin neden olduğu olaylar sahillerin ve sahil toplumunun sık karşılaştığı durumlardır .Böyle bir durumda kirliliğin sahil bölgelerini etkileyerek buradaki kıyı toplumunu ve tesisleri tehdit edeceği düşünüldüğünde temizleme çalışmaları ve kirletici ile mücadele edebilmek için ilk önce kirleticinin yayılma hızı ve hareket yönünün saptanması gerekir. Bunun için de bölgeyle ilgili detaylı rüzgar tahmini, beklenen deniz durumu, tahmini maksimum dalga yüksekliği, bölgedeki akıntı bilgileri, hava ve deniz sıcaklığı ile beklenen rüyet durumu ile ilgili bilgileri içeren özel bir meteorolojik desteğe ihtiyaç duyulur. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün Denizcilere ve Gemicilere Verdiği Meteorolojik Destek ve Hizmetler 15 derece Doğu Boylamının doğusunda kalan Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz'de seyreden askeri ve sivil gemilerin meteorolojik desteği Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü tarafından sağlanmaktadır. Ayrıca, son yıllarda önemli gelişmeler gösteren Yat Turizmini desteklemek amacıyla, Turizm Bakanlığı ile ortak hazırlanan "Yat Turizmi Meteorolojik Destek Projesi", 01.07.1985 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanmıştır. Proje, Hopa'dan İskenderun'a kadar tüm kıyılarımızda, özellikle Marmara, Ege ve Akdeniz kıyılarında gelişmekte olan Yat Turizmine destek sağlamaktadır.