Osmanlı Devleti, yüzyıllar boyunca büyük bir deniz üstünlüğüne ve zenginliğine sahip olmasına, denizcilik konusunda büyük çalışmalar ortaya koymasına, önemli denizciler yetiştirmesine ve geride binlerce tarihî döküman bırakmasına rağmen ülkemizde Türk Denizcilik Tarihi alanında büyük bir "Araştırmacı ve Tarihçi" boşluğu bulunmaktadır. Tamamen bâkir bir alan olarak ihmal edilen Denizcilik Tarihimiz hakkında bugünkü bilgilerimiz 100'de 1'i bile bulmamaktadır.
Muhteşem Denizcilik Tarihimiz'le ilgili binlerce belgeden hazır olanlar arşivlerimizde araştırmacı ve kâşiflerini beklerken hâlâ ulaşılamamış olanlar ise tozlu mekanlarda, bir kez bile açılmamış kilitli sandıklarda kendilerine uzanacak elleri beklemektedir. Bu kabul edilemez öylesine ihmal edilmiş bir alandır ki Piri Reis'in bütün dünyada hayranlık uyandıran Dünya Haritası bile ancak yakın bir zamanda keşfedilip tozlu raflardan indirilebilmiştir. Denizcilik faaliyetleri ile Amerika'yı vergiye bağlayan ilk ülkenin Osmanlı olduğu ve Amerika'nın yaptığı ilk yabancı dilli anlaşmanın da Türkçe olduğunu Time Dergisi açıkladı. Şimdi arşivlerimizde bu önemli anlaşmanın bizdeki nüshaları aranıyor. Çin arşivinden sonra 150 milyondan fazla evrağıyla dünyanın en büyük ikinci arşivine sahip ülkemizde halihazırda yürütülen önemli çalışmalar sonrası tasnifi yapılmış 16. yüzyıl sonrasına ait yüzlerce tersane muhasebe defteri, gemi inşası ile ilgili malzemelerin kaydedildiği belgeler, gemilerin donanımı, mürettebatı ve onların yiyecek-giyecek ihtiyaçlarının sağlanması hakkındaki sayısız evrak araştırmacılarını beklemektedir.
Bu hazinelerimizin ortaya çıkarılmasının yanı sıra yapılması gereken Bilimsel ve Sanatsal Faaliyetler de bu zenginliğimizi sergilemek adına büyük önem taşımaktadır. Bir çok devlet, tarihlerini allayıp-pullayarak günümüz insanına sunmakta ve çeşitli sanatsal çalışmalarla değerlerini bir iken on göstermektedir. Örneğin dünya denizcilik tarihinde önemli yeri olan bir kaç ülkenin yanısıra, varlık gösterememiş ülkeler bile resim, sergi, hikaye, roman, şiir, sinema, tiyatro, çizgi film, belgesel vb. faaliyetleri kullanarak güçlü ve zengin bir denizcilik tarihi varmış imajını kolayca verebilmekte ve bu yola tarihini daha prestijli sunabilmektedir. Halbuki tarihî geçmişi ve sahip olduğu kaynakları baz alındığında dünyada Türkler kadar elinde malzeme olan millet sayısı yalnızca bir kaç tanedir. "Zaten var olan bir hazineyi" ortaya çıkarıp işleyerek bütün ihtişamı ile sergilemek ise hepimizin görevidir.
Lütfen bu görevi ihmal etmeyelim ve bir an önce yapmamız gerekenleri yapalım...!
Muhteşem Denizcilik Tarihimiz'le ilgili binlerce belgeden hazır olanlar arşivlerimizde araştırmacı ve kâşiflerini beklerken hâlâ ulaşılamamış olanlar ise tozlu mekanlarda, bir kez bile açılmamış kilitli sandıklarda kendilerine uzanacak elleri beklemektedir. Bu kabul edilemez öylesine ihmal edilmiş bir alandır ki Piri Reis'in bütün dünyada hayranlık uyandıran Dünya Haritası bile ancak yakın bir zamanda keşfedilip tozlu raflardan indirilebilmiştir. Denizcilik faaliyetleri ile Amerika'yı vergiye bağlayan ilk ülkenin Osmanlı olduğu ve Amerika'nın yaptığı ilk yabancı dilli anlaşmanın da Türkçe olduğunu Time Dergisi açıkladı. Şimdi arşivlerimizde bu önemli anlaşmanın bizdeki nüshaları aranıyor. Çin arşivinden sonra 150 milyondan fazla evrağıyla dünyanın en büyük ikinci arşivine sahip ülkemizde halihazırda yürütülen önemli çalışmalar sonrası tasnifi yapılmış 16. yüzyıl sonrasına ait yüzlerce tersane muhasebe defteri, gemi inşası ile ilgili malzemelerin kaydedildiği belgeler, gemilerin donanımı, mürettebatı ve onların yiyecek-giyecek ihtiyaçlarının sağlanması hakkındaki sayısız evrak araştırmacılarını beklemektedir.
Bu hazinelerimizin ortaya çıkarılmasının yanı sıra yapılması gereken Bilimsel ve Sanatsal Faaliyetler de bu zenginliğimizi sergilemek adına büyük önem taşımaktadır. Bir çok devlet, tarihlerini allayıp-pullayarak günümüz insanına sunmakta ve çeşitli sanatsal çalışmalarla değerlerini bir iken on göstermektedir. Örneğin dünya denizcilik tarihinde önemli yeri olan bir kaç ülkenin yanısıra, varlık gösterememiş ülkeler bile resim, sergi, hikaye, roman, şiir, sinema, tiyatro, çizgi film, belgesel vb. faaliyetleri kullanarak güçlü ve zengin bir denizcilik tarihi varmış imajını kolayca verebilmekte ve bu yola tarihini daha prestijli sunabilmektedir. Halbuki tarihî geçmişi ve sahip olduğu kaynakları baz alındığında dünyada Türkler kadar elinde malzeme olan millet sayısı yalnızca bir kaç tanedir. "Zaten var olan bir hazineyi" ortaya çıkarıp işleyerek bütün ihtişamı ile sergilemek ise hepimizin görevidir.
Lütfen bu görevi ihmal etmeyelim ve bir an önce yapmamız gerekenleri yapalım...!