Güney Atlantik, Mart 2001... 137 yolcusu ile seyir yapan Alman yolcu gemisi Bremen birdenbire duvar gibi yükselen bir dalgaya çarpiyor. Köprüüstünde ve makinelerde büyük hasar meydana geliyor. Gemi, makinesiz, dümensiz ve elektriksiz kaliyor. Atlantik okyanusunun soguk sularinda gemiyi terk ederek yasama sansi sifira yakin olan yolcular ve mürettebat çaresiz. Büyük çabalardan sonra acil güç kaynaklarinin da yardimi ile gemi makineleri kismen onarilabiliyor. Böylece olayi anlatacak sahitler hayatta kalabiliyor.
Yine Güney Atlantik, sadece birkaç gün sonra yolcu gemisi Caledonian Star’in köprüüstü vardiyasindaki birinci zabit, karsisinda yükselen 30 metre yüksekligindeki dalgayi görünce gözlerine inanamiyor. Gemiye muazzam bir güçle çarpan dalga, köprüüstünü sular altinda birakiyor, seyir ve haberlesme cihazlarinin birçogu kullanilmaz hale geliyor, Gemide önemli hasar olusuyor. Makineler hasarlanmadigi için bu gemi de vuran dalganin sahitligini yapmak üzere en yakin limana dogru seyrine güçlükle devam edebiliyor.
Kuzey Atlantik, 1978. 43 000 tonluk modern yük gemisi München, bir Atlantik firtinasi içinde ilerliyor. 27 kisilik personeli, modern gemilerine güveniyorlar. 12 Aralik saat 03:00 da, gemiden karisik bir SOS mesaji aliniyor. Kisa süre sonra civardaki 100 gemi ile arama kurtarma faaliyetlerine baslaniyor ancak gemi bulunamiyor. Olay hakkindaki bilgi, açilmamis bir can salindan alinabiliyor. Su seviyesinden 20 metre yukarida istifli durumdaki can salinin güverteye baglanti kilidi, müthis bir güçle bükülmüs olarak parimanin ucunda sallaniyor. Sudan 20 metre yukaridaki kilidin pimini koparacak ölçüde büken güç, açiklanamiyor ve olaya bakan mahkeme, geminin hava kosullarindan battigina hükmediyor.
1990 dan beri yirmiden fazla gemi, Güney Afrika’nin dogu kiyilarinda dev dalgalarla karsilasti ve birçogu ortadan ikiye kirilarak batti. Batan gemilerin içinde çogu süpertanker veya dev dökmecilerdi. Bilim dünyasi, uydularin da yardimi ile Güney Afrika devlerinin sirrini kisa sürede çözdü. Sebep, güneye dogru nehir gibi akan Agulhas akintisi ile birkaç gün NE yönünden eserek akintiyi hizlandiran ve daha sonra geçen cephenin ardindan hizla SW’e drisa eden firiska siddetindeki rüzgarlarin ve güneyli ölü dalgalarin dalga boyunu kisaltmasi ve yüksekligini arttirmasi olarak açiklandi. Ancak dünyanin bir yerindeki bu açiklama diger yerlerdeki olaylari çözmeye yetmedi.
Dünya okyanuslarinda ortalama haftada bir gemi batiyor. Batan gemilerin birçogunun da gerçek batma sebepleri bilinemiyor. Kaza arastirma uzmanlari, açik denizlerdeki olaylari bulabildikleri kanit kirintilari ile çözmeye çalisiyorlar ve olaylari genellikle insan hatasi, yetersiz bakim tutum, kötü hava sartlari gibi sebeplere bagliyorlar. Ancak batmalar veya batmaya yakin durumlar, hatasiz sicili olan dünya klasmanindaki gemilerde veya çok ünlü sirketlere ait yüksek kondisyonlu ve hatasiz sicilli gemilerde de görülüyor ve arastirmacilar yeni ve çok daha sinsi bir nedeni göz önüne almak zorunda kaliyorlar. Batmalarin sebebi, koca bir apartman kadar, dünyadaki en saglam geminin bile dayanabileceginin iki kati yükseklikteki dalgalar olabilir mi?
Bahsedilen dev dalgalar deprem dalgalari (tsunami) veya gelgit akintilarinin yarattigi dalgalar degil, denizden direkt yükselen dev su duvarlari. Önceleri, efsane gibi anlatilan, denizcilerin uydurmasi sanilan ve okyanus bilimcileri ile fizikçilerin dalga yüksekligini tahmin etmek için kullandiklari geleneksel matematiksel lineer model sistemine göre, nadir degil, hiç olmamasi gereken doga olaylari. Lineer sisteme göre, maksimum ve minimum dalga yükseklikleri, ortalama dalga yüksekligi altinda ve üzerinde lineer bir sekilde degisir. 12 metre yükseklikteki dalgalarin oldugu bir Kuzey Atlantik firtinasinda maksimum dalga yüksekliginin 15 metre civarinda olacagi hesaplaniyor. 30 metre yüksekliginde bir dalganin olusmasi ise, yine ayni sisteme göre ancak 10.000 yilda bir olasilik dahilinde görülüyor.
Akinti, tsunami veya gelgit olaylari ile açiklanamayan dalga hareketleri modern teknolojinin de yardimi ile inceleniyor. “Yeni yil dalgasi” gibi kaza arastirma uzmanlarinin ve bilimadamlarinin açiklamakta yetersiz kaldiklari olaylarin açiklamasi, quantum fiziginin yardimi ile bulundu. Quantum fizikçileri ve dalga matematikcileri, açik deniz dalgalari üzerindeki arastirmalarinda basit lineer modelden çok daha karmasik olan Schrodinger esitligi sistemi ile, bazi dengesiz durumlarda, dalgalarin birbirinin enerjilerini çaldigini ispatladilar. Odak noktasindaki dalga müthis boyutlara gelene kadar büyürken komsu dalgalarin küçüldügü Schrodinger esitligi sistemi, daha önceleri kabul görmeyen bir teori olarak kalmaktaydi. Ancak yeni Avrupa uzaktan izleme uydusunun kaydettigi radar izleme görüntüleri, Schrodinger esitligini destekleyen kanitlarin birikmesine yardimci oldu.
Draupner petrol platformunca ölçülen yeni yil dalgasi gibi kesin bilinen olaylardaki veriler kagit üzerindeki sonuçlarla karsilastirildiginda, gerçek ölçümlere çok yakin yükseklikler elde edildi. Hesaplar dogru ise, açik denizlerde iki çesit dalga hareketi görülüyor. Çok büyük bir oranda görülen klasik lineer dalga hareketi ve nadir görülen lineer olmayan dalgalar. Bu devler, henüz bilinmeyen bir tetikleme hareketi ile herhangi bir anda etraflarindaki diger dalgalarin enerjilerini çaliyor ve apartman gibi yükseliyorlar. Dev dalganin muazzam yüksekliginin yani sira esas öldürücü özelligi dikliginde yatiyor. O anda karsisina çikmak bahtsizligina erisen geminin, adeta bir duvar gibi, neredeyse dümdüz bir diklige eriserek kirilmaya baslayan dalganin üzerinden asmasi ihtimali yok denecek kadar az.
Dalga, yaklasik metrekareye 100 tonluk bir güç ile gemiye çarpiyor. Modern gemiler ise sadece metrekareye 15 ton güce dayanacak sekilde yapiliyorlar.
Gemi insa mühendisleri, mevcut kurallara göre gemilerin dizayn dayanikligi hesaplarini 15 metre yükseklikteki dalgalara göre yapiyorlar. Hesaplarin 25-30 metre yüksekligindeki dalgalara göre yapilmasi durumunda ise mevcut dünya filosunun tamamen hurdaya ayrilmasi gerekecegi gibi, yeni yapilacak tüm gemilerde de % 100 civarinda maliyet artislari ile ekstra insa agirligi yüzünden gemilerin tasima kapasitelerinden %25 civarinda kayiplar olmasi hesaplaniyor.
Sizce dünya ekonomisini yönlendiren güçler, gerçekleri kabul ederek böyle bir bedel ödemeye mi hazirdir yoksa kamuoyu tarafindan bilinmeyen bazi gerçekleri göz ardi ederek ayda birkaç geminin kayip olmasina seyirci kalmaya mi?