Kırlangıç Balıkları

VolkanUZ

Denizci
Denizci
KIRLANGIÇ BALIKLARI


trigla%20lucerna.jpg


Kırlangıç ( Trigla Lucerna )​

Triglidae familyasından olan kırlangıç balıkları genellikle yaşadıkları bölgeleri terk etmediklerin den ve belirli sahalarda dolaştıklarından yerli balıklardan sayılır. Kırlangıç balıklarının başlıca türleri şunlardır.
1- Kırlangıç (Trigla hirundo - T. lucerna)
2- Benekli Kırlangıç (Trigla Gurnadus)
3- Öksüz (Trigla İyra)
4- Dikenli Öksüz (Peristedion Cataphractum)
5- Mazak (Trigla Lineata)

Kırlangıç balıkları Atlantik, Pasifik ve Hint Okyanusunun sıcak ve ılıman sahil bölgelerinde, ayrıca aynı sıcaklıkta olan ikinci derecede büyüklü küçüklü denizlerde, bu arada Akdeniz, Ege Denizi, Marmara ve kısmen de Karadeniz de bulunur. Suları soğuk ve az tuzlu denizlerden hoşlanmaz. Denizlerin kumsal sahillerinde ve dibi midyelik olan yerlerde ömür sürerler. Kışın derin sulara çekilirler. Boğazlarda ise kış mevsimini kanal bölgesinde geçirirler.

Benekli Kırlangıç : Kırlangıç balıklarının yandan görünüşü koni şeklindedir. Karın kısmı dipte yaşaması nedeniyle düzdür. Başı gövdesine göre büyüktür. küçük pulları derisine iyice uyum sağlamıştır. Başının ve sırtının bir kısmı kemik levhalarla örtülüdür. Gözleri başının üst tarafında yerleşmiş olup kırmızı renktedir. Alnı (profili) uzundur. Ağzı başıyla uygun olarak gayet geniştir. Çenelerinde batıcı ve kesici olmayan dişler bulunur. Çok büyük bir yüzme kesesi vardır. Bütün türlerin rengi kırmızımsıdır. Ayrıca pembe ve kahverengi olan bantlar bulunur. Bundan başka lacivert noktalar taşır. Göğüs yüzgeçlerinin arkası parlak mavi ile karışık bir renktedir. Bu yüzgecin ön tarafı kırmızıdır. İki tane sırt yüzgeci vardır. Birincisi üçgen şeklinde olup dikenlidir. İkincisi uzuncadır. Kuyruğuna kadar ulaşır. Kıç yüzgeci de anüsünden kuyruğuna yakındır. Kuyruk yüzgeci dümen şeklinde gelişmiştir. Karın yüzgeci normal büyüklüktedir. Bu yüzgecin ilersinde üstü deri ile kaplı parmak şeklinde organlar bulunur. Karın kısmı beyazdır.
Kırlangıç ve diğer türleri en parlak ve gösterişli renkler taşıyan balıklar arasındadır. Yelpaze şeklinde açılan göğüs yüzgeçleri çok görkemlidir.
Kırlangıç dipte yaşayan balıktır. Gezinirken büyük olan kanatlarını (göğüs yüzgeçlerini) açar. Göğüs yüzgeçlerinin önünde bulunan parmak biçimindeki yumuşak organlarını destek gibi kullanarak hareketini kolaylaştırır. Dip de gezmesi yavaştır. Bununla beraber 1-2 metre yukarıdan geçen avını yakalamak için süratle fırlama yeteneği vardır. Üçüncü senelerini doldurduktan sonra nesil yetiştirmeye başlarlar. Üremeleri yaz aylarına tesadüf eder. Yumurtalarını ve spermalarını derin sulara bırakırlar. Yumurtadan çıkan yavrular ortalama bir santim boya ulaşıncaya kadar orta ve deniz seviyesine yakın yaşarlar. Sonra dibe inerek ömürlerini sürdürmeye çalışırlar. Kırlangıç balıklarının kaç sene yaşadığı henüz tespit edilememiştir. Ancak 9-10 kiloluk bir ağırlığa ve 80 santim boya eriştiğine göre 15-20 senelik bir ömre sahip olduğu tahmin edilebilir.
Kırlangıçlar, dip de gezen ve dibe yakın yüzmekte olan ufak boydaki balıklarla, ıstakoz,çağanoz yavrularıyla geçinir.
Genellikle küçük sürüler halinde yaşarlar. Çift çiftde gezerler. Kırlangıç türlerinde öksüz, dikenli öksüz ve mazak dışında, diğerleri yani asıl kırlangıç küçük çapta seyahat yapar. Bu yüzden Marmara'da bulunanlardan bir kısmı mayıs ortalarında İstanbul Boğazına gelirler. Karadeniz'in Boğaz girişine kadar çıkarlar. Kasım ayından itibaren Marmara'ya dönerler. Bu yolculuklarında Kanalı takip ederler.
Kırlangıçların vücutlarına oranla gayet büyük yüzme keseleri olduğunu belirtmiştik. Yakalandıkları veya tehlikeyle karşılaştıkları vakit, korkudan yüzme keselerinin sıkışması sonucu (urg-urg-urg) diye bir ses çıkarır. Bazı balıkçılar kırlangıçların çıkardıkları bu sese yakalamalarından dolayı ağlamalarından ileri geldiği kanısına kapılırlar. Bundan dolayı eski oltacılar kırlangıç avına pek rağbet etmezlerdi. Halbuki bu ses açıkladığımız gibi balığın hava dolu yüzme kesesinin sıkışmasındandır.
Bazı balıkçılar iyi bir gelenek olarak, gerek ağda ve gerekse oltada yakalanan küçük boy kırlangıçları tekrar denize bırakırlar. Bu sayede büyümelerini ve nesil yetiştirmeye elverişli olmalarını sağlarlar. Balıkçılar küçük boydaki kırlangıçlara DERVİŞ ismini verirler.


300px-Kanado.jpg

Mazak : Mazak' ın yüzgeçleri dikkate alınmadığı taktirde, uzaktan görünüşü şekil ve renk bakımından biraz barbunya balığını andırır. bu sebep den balıkçıların bir kısmı, akya balığını lüferin büyüğü zannettikleri gibi, mazak’ı da barbunya ile benekli kırlangıcın yumurta ve spermlerinin birleşmesinde oluştuğunu iddia ederler. Bunun yanlış bir görüş olduğunu özellikle belirtirim.
Mazak diğer kırlangıç türlerine göre irilik itibariyle küçüktür. Azami boyu 25 santimi geçmez. Vücudu koni şeklindedir. Başının ön tarafı, (=profili) diğer türlere oranla diktir. Başının yandan görünüşü barbunyaya benzer. Rengi koyuca kırmızımtraktır. Bu renk üzerine yer yer serpilmiş lacivert benekler balığa güzellik verir. Göğüs yüzgeçleri çok gelişmiştir. Diğer anatomik özellikleri kırlangıcın aynıdır. Yine yanlış olarak balıkçılarımızın bir çoğu kırlangıcın küçüğüne mazak der.
Mazak sıcak ve ılıman ve birazda tuz oranı fazla olan denizlerden hoşlanır. Soğuk ve az tuzlu denizlerde rastlanmamaktadır. Memleketimiz sularında, Akdeniz, Ege Denizi ve Marmara'da bulunur. İstanbul boğazına geçmez, Karadeniz'de de yaşamaz.

Öksüz : Asıl kırlangıçtan ayırt edilecek birinci özelliği renginin pembe olmasıdır. Bundan başka, üst çenelerinin uçları karşılıklı olarak çatal biçimindedir. Kırlangıç kadar iri olmaz. 3-4 kiloluklarına nadiren tesadüf edilir. Normal boyları 35-40 santim. Vücudunda kemik levhalar fazladır. Akdeniz, Ege denizi ve Marmara'da bulunur. İstanbul Boğazı'nda çok az rastlanır. Sayı olarak miktarı kırlangıçtan azdır. Eti beyaz olmakla beraber kırlangıç ayarında değildir. Oltaya pek atlamaz.

Dikenli Öksüz : İsminden de anlaşılacağı gibi dikenleri fazla gelişmiş bir türüdür. Rengi biraz kırmızıdır. Birinci sırt yüzgecinin dikenleri uzamıştır. Üst çenedeki çatallar da daha ileriye gitmiştir. Alt çenede saçak biçiminde bıyıklar bulunur. Sularımızda yaşam biçimi öksüzün aynıdır.
Kırlangıç balıklarını eti beyaz ve lezzetlidir.




AVCILIĞI

Kırlangıç balıklarının verimli avcılığı Mayıs'tan Aralık ayı sonuna kadar devam eder. Kış mevsiminde soğukların etkisiyle derin sulara çekilir. Bundan dolayı avcılığı nispeten azalır.
Kırlangıçlar Boğaziçi'nde çoğunlukla kanal civarında bulunur. Marmara'da ise yaz aylarında 8-10 kulaç sığlıklara kadar sokulur. Kış gelince derin sulara veya kanal sahasına geri döner. Bu sebeple av bölgelerinin derinlikleri, akıntılar ve balığın irilikleri göz önünde tutularak takımın olta kısmını 100 metre takriben 60 kulaç uzunluğunda 50 numara kalınlığında misina yapmak gerekir. Avcılık sığlık yerlerde yapılırsa oltanın uzunluğu ona göre ayarlanır. Bu uzunluktaki misina 12 santim boyunda 8 santim genişliğinde, 2 santim kalınlığında bir mantar parçasına bağlanıp sonra sarılır. Sarılma işi tamamlanınca, ucuna 15 santim uzunluğunda bir kasa yapılır. Bu kasa basit bir ilmekle bedeni eklemeye yarar. Kırlangıç oltasının bedeni çeşitli şekillerde olur. Bunlar; telli beden, zokalı beden, üç köstekli beden ve uzun bedenden ibarettir.

Telli Beden : Normal beden 0.80 ila 1 milimetre çapında, 90 santim uzunluğunda galvanizli çelik telden imal edilir. Bu tip telin bulunması mümkün olamazsa çelik tel kullanılır. Bu taktirde avdan dönüşte telin paslanmaması için vazelinle yağlamak gerekir.
Bedenin Yapılışı Şöyledir : 90 santim uzunluğundaki telin ortası pensle kıvrılıp küçük bir kulp haline getirilir. Bu kulp, oltanın kasasının bağlanmasına ve iskandilin takılmasına yarar. Telin her iki ucu aynı biçimde bükülüp birer küçük halka yapılır. Bu halkalara 3-4 santim uzunluğunu geçmemek üzere 60 numara kalınlığında misinayla birer fırdöndü bağlanır. Fırdöndülere 50-80 santim uzunluğunda 40-45 numara kalınlığında köstek eklenir. Kösteklerin ucuna iğne bağlanır. Kırlangıcın ağzı cüssesine göre büyük olduğundan kısa saplı 3/0 - 4/0 numara iğne kullanılırsa daha iyi netice alınır. Tel bedenin kulp kısmının üst tarafına çift kat 45 numara misinadan 10santim uzunluğunda bir kasa yapılır. Ucuna iki santim büyüklüğünde fırdöndü takılır. Esas oltanın ucundaki kasa bu fırdöndüye ilmek yapılarak tespit olunur. Bundan sonra tel bedendeki kulpun alt tarafına da, derinliklere göre 150-300 gram ağırlığında iskandil pamuk ipliği yardımıyla bağlanır. Böylece telli beden hazır duruma getirilir.

Zokalı Beden : Olta kısmı 45-50 numara kalınlığında olur. Uzunluğu derinliklere göre hesaplanır. Bu takımla avcılık genellikle akıntısız ve sığ sularda yapıldığından oltanın boyu 30-35 kulacı geçmez. Beden kısmı 1.5-2 kulaç uzunluğunda 40-45 numara kalınlığında olur. Bedene sarımsak adı verilen (sarımsak dişi tipinde) 40-50 gram ağırlığında 3/0 numara iğne taşıyan zoka bağlanır. Takım hazır hale getirilmiş olur.

Üç Köstekli Beden : Kırlangıçlar bazı seneler orta büyüklükte çok fazla olur. Bu takdirde 3-4 adedini birden yakalamak için birden çok köstekli takım şu şekilde yapılır.
150-200 gram ağırlığındaki iki tarafı delikli iskandilin alt tarafına 35 santim uzunluğunda 40 numara kalınlığında bir köstek takılır. Üst deliğe iki kulaç uzunluğunda 50 numara kalınlığında beden eklenir. Bedene 40-45 numara kalınlığında, 25 santim boyunda 3 adet köstek kazıbağı ve kazıbağının her iki tarafına ikişer ilmek atılmak suretiyle bağlanır. Kösteklere kısa saplı 3/0 numara iğne takılır. Bu takımın olta kısmı telli bedendekinin aynıdır.

Uzun Bedenli Takım : 250 gram ağırlığında iki tarafı delikli iskandilin alt tarafına birbuçuk kulaç uzunluğunda 45 numara kalınlığında 4/0 numara iğneli köstek bağlanır. Olta kısmı yine telli bedendekinin aynıdır. Ancak olta iskandile bir fırdöndü yardımıyla eklenir.

Yukarıda tarifini yaptığımız oltalara yaprak halinde akyem takılır. Akyemlerin en elverişli olanı izmarittir. Bulmak mümkün olmazsa istavrit kullanılır. İzmariti yaprak haline getirmeden evvel pulları kazılmalıdır. Bu yemlerde bulunmazsa kolyoz,uskumru veya vonozlar da kullanılabilir.
Kırlangıç daima dipte yaşayan balık olduğundan bütün takımlarla yapılan avcılık esnasında iskandili mümkün olduğu kadar dipten kaldırmadan hafif hafif gezdirmelidir. Balık vurunca biraz beklemeli, ondan sonra çalınılmalıdır. Yakalanınca yavaş yavaş yukarı çekilip kepçe ile içeri alınmalıdır.
 
Geri
Üst