TÜRKÇEMİZİ KORUYALIM Kampanyası

asiş

Küpeşteci
Denizci
Turkce____Turkche_by_osurukchichei.jpg



trkcem6.gif



Türkçe Eriyor..!!!
yalnızlıktan ve etrafını saran yabancılaşma yüzünden...


Türkçemize sahip çıkalım.. Lütfen.. !! -_-





21.yüzyıla girdiğimiz şu günlerde elimizdeki değerlerin en önemlilerinden biri olan Türkçe nin nasıl çürüdüğünü hepimiz görüyoruz.Görüyoruz ama bunun için bir şey yapıyor muyuz? Hayır.

Mustafa Kemal Atatürk ün 1 Kasım 1928 yılında Arapça yı kaldırıp yerine Latin harflerinden oluşan Türk Alfabesini getirdiğini biliyoruz.Bu devrim Türkiye nin gelişmesi ve dünyaya ayak uydurması adına yapılmış en büyük hareketlerden biridir.Burada düzeltmemiz gereken bir şey vardır.O da "alfabe" kelimesinin bile nasıl dilimizde yer bulduğudur.Alfabe alfa ve beta ile başlayan lisanı temsil eder.Bizim kullanmamız gereken ise "abece" dir.Çünkü bizim dilimiz a,b ve c harfleri ile başlıyor.

Günümüzde artık Türkçe öylesine yozlaşmış ki artık insanlar aralarında konuşurken "ok" "yes" gibi kavramları kendi dillerinde sanmaya başlamışlar.Bir ulusu kontrol altına almanın veya yok etmenin silah kuvveti hariç en etkili yolu kültürünü bozmaktır.Oktay Sinanoğlu bir kitabında batı uluslarının Türkiye deki oyunları arasında en önemlisinin Türkçe ye saldırı olduğunu belirtmiştir.Bu görüş kanımca yüzde yüz doğrudur.

Öyle bir hale geldik ki insanımız artık yabancı dille anlaşmayı övünç sanıyor.İnsanlar kurdukları cümlelerde bazen tamamen İngilizce kelimelerle bazen de Türkçe kelimeler arasına İngilizce serpiştirerek konuşmayı tercih ediyorlar.Bu durumdan da hiç rahatsız olmamaları nasıl bir durumda olduğumuzu gözler önüne seriyor.

Dilimizin kurallarını hiçe sayan konuşma tarzları sergileyen insanların yeri geldiğinde büyük milliyetçi oldukları gözlerden kaçmayan trajikomik bir durum.Kendileri ile çelişkiye düşen ama bunu onlara söylemedikçe asla farkına varamayan insanlar var. Türkçe yi basit ve sıradan bir dil gibi yorumlayan bu kişilerin kendilerini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak nitelemeleri açıkçası üzücü bir durum.

Türkiye Cumhuriyeti nin resmi dili Türkçe dir ve bu ülkede yaşayan insanların da kendi dillerini özenle korumaları gereklidir.Eminim ki bir çoğu anayasada yer alan bu maddenin kaldırılmasından rahatsız duymayacaklardır.Böyle düşünmemin sebebi ise Türkçe yi kullanış biçimlerinden başka bir şey değildir.

Türkçe kullanımında yapılan hataların en başlıcaları bağlaçların yanlış kullanımıdır."de" "ki" bağlaç ve ekleri bilhassa en yanlış kullanılanlardır.Bir diğer olumsuzluk da İngilizce kelimeleri cümlelerinin arasına serpiştirmektir."yes geliyorum" veya "ok" gibi artık kendi dilimizde bir kelime olduklarına bile inanmak üzere olduğumuz bu tür kullanımlarla sıkça karşılaşmaktayız.Bir diğer karşılaştığımız şey de kelimeleri değiştirerek kullanımdır.Sonu z ile biten kelimeleri s ile kullanmak,ı veya i harfleri yerine 1 sayısını koymak,v yerine w kullanmak gibi.

Bu tür kullanımlarda kişinin savunması ise kurduğu cümle kadar komik ve düşündürücüdür:

"Öyle alıştım"

Aslında bu konu hakkında konuşacak pek çok şey vardır fakat konunun aslı "Türkçe nin yok oluyor olmasıdır".Atatürk ün "Ne mutlu Türküm diyene" sözü eksik biliniyor.Doğrusu "Türk demek Türkçe demektir ne mutlu Türküm diyene" dir.



turkcebatmasinkucukrp7.jpg



Yıl: 1965
"Karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle şaşakaldım.. Nasıl bir edâ takınacağıma hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim. Buna mukâbil az bir müddet sonra kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı.. Üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle 'akşam-ı şerifleriniz hayrolsun' dedim.."

Yı l: 1975
"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. Ne yapacağıma karar
veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'iyi akşamlar' dedim.."

Yıl: 1985
"Karşıma âniden çıkınca fevkalâde şaşırdım.. Nitekim ne yapacağıma hükûm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Amma ve lâkin kısa bir süre sonra kendime gelir gibi oldum, nitekim yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'hayırlı akşamlar' dedim.."

Yıl: 1995
"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. Fenâ hâlde kal geldi
yâni.. Ama bu iş bizi bozar dedim. Baktım o da bana bakıyor, bu iş
tamamdır dedim.. Manitayı tavlamak için doğruldum, artistik bir sesle
'selâm' dedim.."

Yıl: 2006
"Âbi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yâni.. Oğlum bu iş
bizi kasar dedim, fenâ göçeriz dedim, enjoy durumları yâni.. Ama concon
muyum ki ben, baktım ki o da bana kesik.. Sarıl oğlum dedim, bu manita
senin.. 'Hav ar yu yavrum?'"

Yıl: 2026
"Ven ay vaz si hör, ben çok yâni öyle işte birden.. Off, ay dont
nov âbi yaa.. Ama o da bana öyle baktı, if so âşık len bu manita.. 'Hay
beybi..'"



Hâlâ vakit var!.

TÜRKÇEMİZE SAHİP ÇIKALIM................
 

Neden Türkçe?



Milletleri oluşturan en önemli unsurların başında ortak dil kullanımı gelir. Eğer ortak bir dil kullanamıyorsak ne yazık ki, tam manasıyla millet olabilmekten bahsedemiyoruz demektir.
Ne yazık ki, ülkemizde Türkçe çok yozlaştırıldı. Kirletildi ve tahrip edildi. Elbette ki, bu durumun olmasında çok farklı nedenler var. Bu nedenler ne olursa olsun, millette milli bir şuurun yaşatılması gerekiyor. bugün bir çok Tv. kanalının, gazetenin, derginin dahi adı Türkçe değil. Alış - veriş yaptığımız esnafın tabelasında Türkçe isim yazmıyor. Bizlerin dahi günlük konuşmamızda yes, no, nice to meet you, okey, vb. kelimeleri sıklıkla kullandığımız yatsılanamaz bir gerçek.
Gelinen bu noktada nesiller arasında uçurum mesabesinde farklılıklar meydana geldi. Bu duruma seyirci kalamayız. "İşte bu; tam bir Türk modelidir" diyebileceğimiz bir nesil yok. Yabancı kültürün etkisinde kalmış zavallı bir toplum haline geldik. Belki de bu acınası durum, sömürge ülkelerinin başına gelebilecek türden. Ama bu hali tepkisizliğimiz, duyarsızlığımız ve umursamazlığımız sonucunda hep beraber kazandık.
Biz, Türk'üz, Türkçe konuşur, Türkçe analaşır, Türkçe düşünürüz. Biz başkaları gibi yaşamaya, konuşmaya başlarsak, başkaları gibi düşünmeye başlarız. Şunu unutmamalıyız ki, bu güzelim ülkemizin toprakları üzerinde bir çok devletin sinsi emelleri var. Bu emellerine sahip olmak için yırtıcı bir hayvanın avını beklediği gibi sinsice bekliyorlar. Lütfen onlara bu fırsatı (en azından kendi elimizle) vermeyelim.
 
Geri
Üst