Deneyiminiz yoksa değil yelkenli bir tekne ile motorlu bir tekne ile bile bir yere yanaşıp kalkmak kolay değildir. Bir de rüzgâr ve akıntı varsa iş daha da zor olacaktır. Buna karşın yelkenli bir tekne ile manevra yapmak daha da zor olduğundan deneyim ve beceri; yelkenli bir tekne ile yapılacak manevranın esasını oluşturmaktadır. her zaman olduğu gibi tekneyi iyi taımak gereklidir. Özellikle yelkenli teknelerde tekne kıçlı olduğu zaman başın rüzgâra kaçacağını, ya da tekne başlı olduğu zaman kıçın rüzgâra kaçacağını, başın rüzgârdan açacağını bilmek lazımdır. Ayrıca baş tarafta bulunan özellikle floklar rüzgârın başını açarak, kıç tarafta bulunan bocurum ya da grandi randa yelkenleri teknenin başının rüzgâra gelmesini sağlayacaktır.
Yelkenli bir tekne ile bir yerden avara ederken kaptanın her şeyden önce teknede her şeyin yerli yerinde olduğunu, yelkenlerin başında yeterli miktarda adamların bulunduğunu görmesi gereklidir. Eğer salma omurga bırakılacaksa su derinliğinin salma omurga için yeterli olduğunu bilmei şarttır.
Hafif ve frişka havalarda bir yerden kalkarken önceleri flokları basıp başı avara etmek doğru olacaktır. Baş açtıktan sonra ki bu sırada kıç tarafın temas neticesinde hasara uğramaması için kıç tarafta bulunanlar usturmaça ve balon kullandıkları gibi ayrıca kanca sapı ile de kıçı neta etmelidirler. Tekne bulunduğu yerden avara ettikten sonra sırasiyle pruva ve grandi yelkenleride yerlerine basılarak, rüzgârın durumuna ve seyir yapılacak yerin neta olup olmadığına bakılarak seyir yapılır.
Yanaşmak için gerekli ise bir kavis, dönme yapıldıktan sonra durum tespiti yapılmalı, yanaşılacak yerde ve kendi teknemizde bir asar olmaması için yelken bumbalarının iyice neta olduğunu gördükten sonra mümkünse rüzgâr ortasa alınmalı ve ondan sonra iskeleye yanaşma manevrasına geçilmelidir. İlk önce yeterli mesafe yakalnıncaya kadra floklar ve pruva yelkeni mayna edilmeli, kaptan için iyi bir dönüş sağlanmalı ve gerekiyorsa grandi yelkenin uskotası bir miktar lava edilerek tekneye hız kazandırılmalıdır. hız gerekli değilse dümen manevrası ve el incesi atılarak tekne yanaştırılmalıdır. Yanaşma esnasında yelken bambularının dışarı sallayarak hasara uğramamaları veya adamlara zarar vermemelerine dikkat etmelidir.
Rüzgâr ve denizlere karşı bulunan bir rıhtım veya iskeleye yanaşacağı zaman iskeleye ya da rıhtıma bir iki tekne boyu kaldığı zaman orsa alabanda edilip varsa denizlere veya akıntıya baş vermeli ve tekne denizlerin etkisi ile rıhtıma yanaştırılmalıdır. Tabii bu denizler rıhtımda tekneyi hasara uğratacak derecede büyük olmamalıdır.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı zaman yelkenli bir tekne ile bir yere yanaşmak yada kalakmak için kesin bir yöntem söylenemez. Tekneye kumanda eden kaptanın tekneyi iyi tanıması, beceri ve deneyimleri ile rüzgâra ve akıntıya ve o tekneye göre yöntemler saptaması doğru olacaktır.
Yelkenli Bir Tekne İle Demirlemek :
Yukarıda yelkenli bir tekne ile yapılan çeşitli manevralar anlatılmıştır Özellikle tramolalarda ve uskutaların lava ile laçkalarında teknenin nasıl bir hareket izlemek isteyeceğini genel olarak göstermiş bulunmaktayız. Bir kez daha tekrar edecek olusak, Orsa seyrinde rüzgâra yaklaştıkça teknenin hızı azalır. Rüzgârdan açıldıkça ve Apazlama seyrine geçilince teknenin hızı artar. Teknenin üzerinde hızı azaltmak istediğimizde hatta hızı tamamen yok edip geri geri gitmek istediğimizde rüzgârı pruva almak ve yelkenleri yapraklatmak yeterli olacaktır. Bu durumda tekne üzerinde hız kalmaz ve hatta geri geri gitmeye başlar. İşte yelkenli bir teknenin tornistan yapması ancak bu şekilde olur. Durum böyle olunca yelkenli bir teknenin demirlemesi makineli bir teknenin demirlemesi ile hemen hemen aynıdır. fakat deneyim isteyen zor bir iştir. Herşeyden önce demirleyeceğimiz yeri tayin ettikten sonra, demir yerine çok ağır yolla inmemiz ve bu arada demiri fundaya hazırlamamız gerekecektir. Ağır yolla demir yerine inmek için fazla yelkenleri mayna edip, yanlız kullanacağımız ve bize ağır yol yaptıracak yelkenleri kullanmamız yeterlidir. Demir yerine gelince rüzgârı pruva alıp tekne üzerindeki yol pek ağıra indirecekse ve kerterizlerimize ve iskandillerimize göre demir yerine gelmişsek rüzgârı başa alıp funda Bismillah deyip demiri denize bırakmamız doğru olacaktır. Teknenin üzerinde biraz yol bulundurup demirin deniz dibine iyice geçmesini sağladıktan sonra rüzgâr da pruvaya alındığından ve yelken yapraklanmaya başladığından tekne tornistan etmeye, yani geri gelmeye başlayarak demir zincirinin deniz dibine iyice yayılması, döşenmesi sağlanır ve tekne geri gitmeye devam edeceğinden zincire bindirmeden (binerse tarayabilir) gerekli kaloma verilir. Kaloma uzunluğu derinliğinin üç ya da dört katı olarak kural olarak bilinirse de, bulunduğumuz yerin dip doğası, limanın ıskarça olup olmaması, esecek rüzgârların geliş yönü, yakında bir sığlık olup olmadığı, teknenin salma dairesi göz önünde bulundurularak kaloma buna göre tespit edilir. Tabii bu arada işi biten yelken de mayna edilerek her şey neta edilir. Tekne iyice saldıktan sonra zincire olan binme saptanır ve teknenin demir yerinde kalacağımız süre içinde emniyet içinde olup olmadığı sık sık kontrol edilerek görülür.
Yelkenli Bir Teknenin Kıçtan Kara Yapılması :
Marinalara şöyle bir baktığınızda yelkenli teknelerin çoğunun baştan tek ya da çift demir atarak kıçtan kara bağladıklarını görürüz. bu demirlemekten daha zor bi operasyondur. Bir de kıçtan kara işi tekneler arasına girerek yapılacaksa, çok dikkatli olmamız gerekecektir. ancak burada hemen belirtelim ki bu işi sürekli yapanlar için kıçtan kara olmak çocuk oytuncağı gib ise de yine bu çok deneyimli arkadaşlarımızın da zaman zaman kendi ve diğer teknelere hasar verdikleri ve bazen de bu hasarların çok büyük boyutlara ulaştıkları görülmektedir.
Tekneler arasına girerek kıçtan kara yapacağımız bir demir yerine yaklaşmadan önce, demir yerine çok iyi değerlendirmemiz gerekir. Altımızdaki teknenin yelkenli olduğunu, diğer bir anlatınmla yürütme kuvvetinin rüzgârdan geldiğini ve bu rüzgârı çok iyi kulllandığımız taktirde çok iyi kullandığımız taktirde baştan çift demir atarak kıçtan kara olabileceğimizi unutmamalıyız. Şurasını da unutmamamız gerekir ki çift demir atarak kıçtan kara olmak çok iyi ve güvenli bir durumsa da her şeyden önce çift emir atacak demir yerinin var olup olmadığını yani atacağımız demirlerin diğer teknelerin demirlerine çapariz verip vermeyeceğini, onlar kalkarken bir sürü problem çıkıp çıkmayacağını önceden görmemiz iyi bir gemicilik kuralıdır. Biz sonradan gelmiş de onların demirlerinin ya da zincirlerinin üzerine demirlemişsek kalkarken onlara yer vermemiz gerekecektir ki bu hiç de iyi bir durum değildir. Bu nedenle çiftlemek olanağı yoksa tek demirle idare etmemiz gerekecektir. Yine de bu demiri atarken diğer teknelerin demirlerine çapariz vermemiz şarttır.
Demir durumunu böylece saptadıktan sonra durum neta ise yeni çiftlemeye elverişli ise, rüzgârında durumunu iyice tayin ettikten sonra ve bir kez harmanlıyıp durum değerlendirmesi yaptıktan sonra, rüzgârı mümkünse kafaya yakın alarak birinci demiri funda edeceğimiz yere yaklaşarak demiri bırakır ve dümeni ikinci demiri bırakacağımız yere doğru kırarak ve tekne üzerinde yol bulundurarak ikinci demir bıraktıktan sonra teknenin kıçını mümkünse kıçtan kara olacağımız yere doğru döndürmemiz gerekecektir bu çok zor bi işlem olduğundan daha önce filikamızı mayna ederek kıçtan verilecek halatın kendisini ya da mürsilesini filika ile kıçtan kara olunacak yere göndererek vira edip kıçı yanaştırınız.
Çift demirle kıçtan kara olmak için bir yöntem de bir demiri funda ettikten sonra kıçtan halat verip birinci demir üzerine çıkılarak rüzgâra göre teknenin başının saldırılıp ikinci demiri funda etmek mümkün olabilir. Böylece durumlardan çok önemli olan hususun ne yapılacağı hususunda önceden bir planlama yapıp buna göre hareket etmek yararlı olacaktır. Tekneler arasına girilirkenyatçılıkta birbirine yardım kuralı işletilerek kıç halatın sahile ya da bağlanacak yere tekne içinde aşılararak verilmeside mümkündür. Bütün bu manevralar sırasında, yelkenlerin tümünün ne zaman mayna edileceği hususunda karar vermek çok önemlidir. Ayrıca yatlar arasında kıçtan kara olunurken hem kendi yatınızın hemde diğer yatların bordalarında dışarı hiç birşeyin çıkmamış olmasına ve ayrıca bordalardan usturmaça,balon gibi koruyucuların sarkıtılmış olmasında dikkat edilmesi şarttır. Çünkü yanlız yatçılıkta değil, tüm gemicilikte değil hasar vermek ya da hasara uğramak, boya çizilmesine bile izin verilmemelidir.
Yelkenli bir tekne ile bir yerden avara ederken kaptanın her şeyden önce teknede her şeyin yerli yerinde olduğunu, yelkenlerin başında yeterli miktarda adamların bulunduğunu görmesi gereklidir. Eğer salma omurga bırakılacaksa su derinliğinin salma omurga için yeterli olduğunu bilmei şarttır.
Hafif ve frişka havalarda bir yerden kalkarken önceleri flokları basıp başı avara etmek doğru olacaktır. Baş açtıktan sonra ki bu sırada kıç tarafın temas neticesinde hasara uğramaması için kıç tarafta bulunanlar usturmaça ve balon kullandıkları gibi ayrıca kanca sapı ile de kıçı neta etmelidirler. Tekne bulunduğu yerden avara ettikten sonra sırasiyle pruva ve grandi yelkenleride yerlerine basılarak, rüzgârın durumuna ve seyir yapılacak yerin neta olup olmadığına bakılarak seyir yapılır.
Yanaşmak için gerekli ise bir kavis, dönme yapıldıktan sonra durum tespiti yapılmalı, yanaşılacak yerde ve kendi teknemizde bir asar olmaması için yelken bumbalarının iyice neta olduğunu gördükten sonra mümkünse rüzgâr ortasa alınmalı ve ondan sonra iskeleye yanaşma manevrasına geçilmelidir. İlk önce yeterli mesafe yakalnıncaya kadra floklar ve pruva yelkeni mayna edilmeli, kaptan için iyi bir dönüş sağlanmalı ve gerekiyorsa grandi yelkenin uskotası bir miktar lava edilerek tekneye hız kazandırılmalıdır. hız gerekli değilse dümen manevrası ve el incesi atılarak tekne yanaştırılmalıdır. Yanaşma esnasında yelken bambularının dışarı sallayarak hasara uğramamaları veya adamlara zarar vermemelerine dikkat etmelidir.
Rüzgâr ve denizlere karşı bulunan bir rıhtım veya iskeleye yanaşacağı zaman iskeleye ya da rıhtıma bir iki tekne boyu kaldığı zaman orsa alabanda edilip varsa denizlere veya akıntıya baş vermeli ve tekne denizlerin etkisi ile rıhtıma yanaştırılmalıdır. Tabii bu denizler rıhtımda tekneyi hasara uğratacak derecede büyük olmamalıdır.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı zaman yelkenli bir tekne ile bir yere yanaşmak yada kalakmak için kesin bir yöntem söylenemez. Tekneye kumanda eden kaptanın tekneyi iyi tanıması, beceri ve deneyimleri ile rüzgâra ve akıntıya ve o tekneye göre yöntemler saptaması doğru olacaktır.
Yelkenli Bir Tekne İle Demirlemek :
Yukarıda yelkenli bir tekne ile yapılan çeşitli manevralar anlatılmıştır Özellikle tramolalarda ve uskutaların lava ile laçkalarında teknenin nasıl bir hareket izlemek isteyeceğini genel olarak göstermiş bulunmaktayız. Bir kez daha tekrar edecek olusak, Orsa seyrinde rüzgâra yaklaştıkça teknenin hızı azalır. Rüzgârdan açıldıkça ve Apazlama seyrine geçilince teknenin hızı artar. Teknenin üzerinde hızı azaltmak istediğimizde hatta hızı tamamen yok edip geri geri gitmek istediğimizde rüzgârı pruva almak ve yelkenleri yapraklatmak yeterli olacaktır. Bu durumda tekne üzerinde hız kalmaz ve hatta geri geri gitmeye başlar. İşte yelkenli bir teknenin tornistan yapması ancak bu şekilde olur. Durum böyle olunca yelkenli bir teknenin demirlemesi makineli bir teknenin demirlemesi ile hemen hemen aynıdır. fakat deneyim isteyen zor bir iştir. Herşeyden önce demirleyeceğimiz yeri tayin ettikten sonra, demir yerine çok ağır yolla inmemiz ve bu arada demiri fundaya hazırlamamız gerekecektir. Ağır yolla demir yerine inmek için fazla yelkenleri mayna edip, yanlız kullanacağımız ve bize ağır yol yaptıracak yelkenleri kullanmamız yeterlidir. Demir yerine gelince rüzgârı pruva alıp tekne üzerindeki yol pek ağıra indirecekse ve kerterizlerimize ve iskandillerimize göre demir yerine gelmişsek rüzgârı başa alıp funda Bismillah deyip demiri denize bırakmamız doğru olacaktır. Teknenin üzerinde biraz yol bulundurup demirin deniz dibine iyice geçmesini sağladıktan sonra rüzgâr da pruvaya alındığından ve yelken yapraklanmaya başladığından tekne tornistan etmeye, yani geri gelmeye başlayarak demir zincirinin deniz dibine iyice yayılması, döşenmesi sağlanır ve tekne geri gitmeye devam edeceğinden zincire bindirmeden (binerse tarayabilir) gerekli kaloma verilir. Kaloma uzunluğu derinliğinin üç ya da dört katı olarak kural olarak bilinirse de, bulunduğumuz yerin dip doğası, limanın ıskarça olup olmaması, esecek rüzgârların geliş yönü, yakında bir sığlık olup olmadığı, teknenin salma dairesi göz önünde bulundurularak kaloma buna göre tespit edilir. Tabii bu arada işi biten yelken de mayna edilerek her şey neta edilir. Tekne iyice saldıktan sonra zincire olan binme saptanır ve teknenin demir yerinde kalacağımız süre içinde emniyet içinde olup olmadığı sık sık kontrol edilerek görülür.
Yelkenli Bir Teknenin Kıçtan Kara Yapılması :
Marinalara şöyle bir baktığınızda yelkenli teknelerin çoğunun baştan tek ya da çift demir atarak kıçtan kara bağladıklarını görürüz. bu demirlemekten daha zor bi operasyondur. Bir de kıçtan kara işi tekneler arasına girerek yapılacaksa, çok dikkatli olmamız gerekecektir. ancak burada hemen belirtelim ki bu işi sürekli yapanlar için kıçtan kara olmak çocuk oytuncağı gib ise de yine bu çok deneyimli arkadaşlarımızın da zaman zaman kendi ve diğer teknelere hasar verdikleri ve bazen de bu hasarların çok büyük boyutlara ulaştıkları görülmektedir.
Tekneler arasına girerek kıçtan kara yapacağımız bir demir yerine yaklaşmadan önce, demir yerine çok iyi değerlendirmemiz gerekir. Altımızdaki teknenin yelkenli olduğunu, diğer bir anlatınmla yürütme kuvvetinin rüzgârdan geldiğini ve bu rüzgârı çok iyi kulllandığımız taktirde çok iyi kullandığımız taktirde baştan çift demir atarak kıçtan kara olabileceğimizi unutmamalıyız. Şurasını da unutmamamız gerekir ki çift demir atarak kıçtan kara olmak çok iyi ve güvenli bir durumsa da her şeyden önce çift emir atacak demir yerinin var olup olmadığını yani atacağımız demirlerin diğer teknelerin demirlerine çapariz verip vermeyeceğini, onlar kalkarken bir sürü problem çıkıp çıkmayacağını önceden görmemiz iyi bir gemicilik kuralıdır. Biz sonradan gelmiş de onların demirlerinin ya da zincirlerinin üzerine demirlemişsek kalkarken onlara yer vermemiz gerekecektir ki bu hiç de iyi bir durum değildir. Bu nedenle çiftlemek olanağı yoksa tek demirle idare etmemiz gerekecektir. Yine de bu demiri atarken diğer teknelerin demirlerine çapariz vermemiz şarttır.
Demir durumunu böylece saptadıktan sonra durum neta ise yeni çiftlemeye elverişli ise, rüzgârında durumunu iyice tayin ettikten sonra ve bir kez harmanlıyıp durum değerlendirmesi yaptıktan sonra, rüzgârı mümkünse kafaya yakın alarak birinci demiri funda edeceğimiz yere yaklaşarak demiri bırakır ve dümeni ikinci demiri bırakacağımız yere doğru kırarak ve tekne üzerinde yol bulundurarak ikinci demir bıraktıktan sonra teknenin kıçını mümkünse kıçtan kara olacağımız yere doğru döndürmemiz gerekecektir bu çok zor bi işlem olduğundan daha önce filikamızı mayna ederek kıçtan verilecek halatın kendisini ya da mürsilesini filika ile kıçtan kara olunacak yere göndererek vira edip kıçı yanaştırınız.
Çift demirle kıçtan kara olmak için bir yöntem de bir demiri funda ettikten sonra kıçtan halat verip birinci demir üzerine çıkılarak rüzgâra göre teknenin başının saldırılıp ikinci demiri funda etmek mümkün olabilir. Böylece durumlardan çok önemli olan hususun ne yapılacağı hususunda önceden bir planlama yapıp buna göre hareket etmek yararlı olacaktır. Tekneler arasına girilirkenyatçılıkta birbirine yardım kuralı işletilerek kıç halatın sahile ya da bağlanacak yere tekne içinde aşılararak verilmeside mümkündür. Bütün bu manevralar sırasında, yelkenlerin tümünün ne zaman mayna edileceği hususunda karar vermek çok önemlidir. Ayrıca yatlar arasında kıçtan kara olunurken hem kendi yatınızın hemde diğer yatların bordalarında dışarı hiç birşeyin çıkmamış olmasına ve ayrıca bordalardan usturmaça,balon gibi koruyucuların sarkıtılmış olmasında dikkat edilmesi şarttır. Çünkü yanlız yatçılıkta değil, tüm gemicilikte değil hasar vermek ya da hasara uğramak, boya çizilmesine bile izin verilmemelidir.