Stajerliğimin bir kısmında süvari bey ve birinci zabit asker emeklisiydi. İkisinin de özünde iyi birer insan olduklarını düşünüyorum. Fakülte eğitimi ve terbiyesi aldığım için her gün traş olduğumdan gözlerine batmıyordum. Ama onlar benim gözüme batıyordu. . . En basidi bir AIS 'i öğrenme , kullanma ve tecrübe edinme amaçlı kurcalarken , chiff'in gelip bana , aman bozulacak dokunma demesi , süvari bey'in de desteklemesi , yine chiff'in yükleme boşaltma hesaplaması yapamaması , formüllerden ve basit final moment/final ağırlık hesaplayamaması , KG , KM , GZ doğrultucu kolun gemi ne tarafa yatınca nerede kalacağını bilmemesi , süvarinin sextant'ı sadece duymuş olması , benim kullanmak istememe karşı çıkması ( kendi bilmediği için kullandırmak istemedi kanımca ) , ingilizcelerin telsiz muharebesi için yetersiz olması , gereksiz yere pimpirikli olmaları , radar için sadece course up'dan ibaret olduğunu ve EBL' tuşunun 0 derecede durması falan filan anlatılacak çok şey var aslında. Bizim iki üst dönemler okuldan sonra askeriyeye geçti hatta bir kaçı daha okulu bitirmeden son sınıftayken sahil güvenliğe geçtiler , subay olanların yaptıkları şey şundan ibaretmiş biz harp okulu mezunuyuz , siz daha yeni geldiniz biz harp okulunda ezildik siz üniversitede keyfinize göre okudunuz falan fıstık sohbet ve muhabbeti. . . Askerleri çok severim ama kendi işlerini yaparken . Ben ocean going watchkeeping officer olarak ehliyeti aldığımda dilerim bir asker benim üstüm olmaz , çünkü ondan pek bir şey öğrenemem , dilerim astım da olmaz , hiç bir şey öğretmem. Denizcilik büyük ve köklü bir aile... İçlerinde çekirdek aileler de var elbette. . . Benim olduğum ailede de 'asker' in büyük bir önemi var. . . Ama asker denizcinin yeri M noktasının üzerine çıkmış bir G noktası gibidir. . . Mesleki hayatında başarılar. Allah selamet versin , rüzgarın sakin , pruvan neta olsun.